
GİRİŞ:
Fontaine’de yedi boyut vardı. İnsanoğlu birinci boyutta, Canavarlar ikinci boyutta, Asiller üçüncü boyutta, Periler dördüncü boyutta, Hoş Kalpler beşinci boyutta, Cehennem altıncı boyutta, Birleşik Krallık ise yedinci boyutta yaşamaktaydı.
180Please respect copyright.PENANACkdNnKaVsS
Fontaine’de altı boyut birbirlerinin varlığını bilirdi ama bir boyutun diğerlerinin varlığından haberi yoktu. İnsanların boyutu..
180Please respect copyright.PENANAEooeIlsKEW
Beş tane apayrı kıta ve bunların tam merkezinde yer alan ve bu kıtaları birleştiren Birleşik Krallık. Gelmiş geçmiş en büyük ve en görkemli krallık olduğu şüphesizdi. Kıtaların arası büyük okyanuslarla çevriliydi. Boyutların okyanus olarak bilinen yerinde insanoğlu yaşıyordu. Yani bir insan olarak düşündüğümüz zaman aslında bu altı boyutun varlığı gerçek dışıydı.
180Please respect copyright.PENANASmPzruHL0A
Veyahut şöyle mi demeliyim; diğer boyutlardaki yaşayan halk için de insanoğlu diye bir şey yoktu.180Please respect copyright.PENANAkZvfmhKKid
Peki, gerçekte yok muydu?
1.BÖLÜM:
Yüzyıllar önce altı kıta halkının hepsi Birleşik Krallıkta doğup kanlarına göre hangi kıtaya uygunlarsa o kıtaya yerleştirildiler. Birleşik krallık bu şekilde asırlarca tüm kıtalara hükmetti. Birleşik Krallık uçsuz bucaksız ormanlara ve devasa çağlayanlara sahipti. Krallıkta düzeni bozmaya çalışan herkes korkunç sütunlu Saffron adında karanlık zindanlara atılırdı. İşledikleri suçlara göre yargılanırlar ve kurulan büyük mahkemenin sonucu çok eski bir kehanetle yaratılmış, inanılmaz büyük Agora adındaki ejderhaya yem olarak zincirlenip atılıyorlardı. Şimdiye kadar buradan sağ çıkan kimse olmadı.
180Please respect copyright.PENANAxbD1KC7SjH
Benim adım Maeve, ben Birleşik krallığın prensesiyim. Babamla annem sürekli konseydeler. bilirsiniz kraliyet işleri:)
180Please respect copyright.PENANAXlLrajJTyc
Ben de genellikle koca sarayda ya tek ya da hizmetçim Hugi ile günümü geçiriyorum. Hugi kim derseniz de hemen söyleyeyim Krallığın hizmetçileri cinsiyetinize göre seçilir. Yani kadın soylulara erkek, erkek soylulara kadın hizmetçi verilir. Burada herkesin sihirli güçleri yoktur fakat konsey üyeleri ilahi güçlere sahiptir. Bu yüzden de maalesef konseye adım atmak imkansız.
180Please respect copyright.PENANA3yLo9Xd2Fi
Siz şimdi beni tüm bu varlığın vârisi sanırsınız. Ah, Fontaine pek de öyle hayallerdeki gibi değil.
180Please respect copyright.PENANAGs9seR55rW
Bir abim var; Zelan.180Please respect copyright.PENANAcEjH0xGtwn
Zelan küçüklüğümden beri benimle hiç görüşmedi. İnsan yaşına göre şu anda 18 yaşındayım. Abim ise 22 yaşında.
180Please respect copyright.PENANAPWCqOvwsd6
Sahi en son görüşmemizin üstünden 12 yıl geçmiş. Üstelik saraya bile gelmiyor. Muhafızlarla av yapmak için sarayın surları arasından çıkıp krallığın uçsuz bucaksız ovalarına ve ormanlarına dalmak Zelan'ın tek zevki. Zelan da pek vizyonsuzmuş dediğinizi duyar gibiyim. Onu bilmem ama benimle görüşmemesi artık umrumda bile değil.
180Please respect copyright.PENANAtdFV7Efs6c
Yatağımda bunları düşünürken koskocaman odamın içinde koridordan gelen sesler yankılanıyordu. Sinirle ayağa fırladım. Üzerime yerlerde sürünen altın işlemeli sabahlığımı geçirip hizmetçime seslendim.
180Please respect copyright.PENANATCKQ0BuosF
-Hugi nerdesin? Bu gürültü de ne?! Çıldıracağım gerçekten ya, sabah sabah bir huzur yok, diye kapıya geldim. Hugi hâlâ odama ışınlanmamıştı. Galiba hâlâ uyuyordu. Uykucu şey...
180Please respect copyright.PENANAfdAV1IYNqp
Neyse seninle sonra görüşürüz Hugi, diyerek odamın geniş kapısını sihirle ardına kadar açtım. İlk karşıma çıkan büyük sütunun arkasına saklandım. Beni fark etmemiş olsalar gerek hararetle tartışıyorlardı. Abime benzettiğim genç babama bağırıyordu.
180Please respect copyright.PENANAL2yJoqKyHT
– Nee? Yok artık baba yeter! Benim düşüncelerimin hiç mi önemi yok. Bu saraya bile arada bir geliyorken nasıl evleneyim? Asla evlenmem. Hele hele bizim boyutumuzdan olmayan biriyle..
180Please respect copyright.PENANA30yMMNhW9r
Babam Drogo biraz sakinleşmiş bir hâlde sessizce abime yaklaştı.
180Please respect copyright.PENANAQ0hyJ4usy3
– Oğlum biliyorsun Konsey kıtaların dengesi ve Fontaine'nin huzuru için her sene farklı kıtadan iki kişiyi evlendiriyor. Dün konseyde bu konu geçtiğinde ne kadar itiraz ettiğimden haberin var mı? Konsey üyeleri tüm itirazlarıma karşılık tahtımızın geleceğini sorguladı. Bu ne demek oluyor farkında mısın? Tahtı ve sizi korumak zorundayım. Şu an ben sonra da sen...Artık biraz büyü. Görevlerinin farkına var. 180Please respect copyright.PENANAMRjhqv7CXX
Ayrıca seni Asiller kıtasının eşsiz güzellikteki varisi ile evlendiriyorum. Bu senin içinde iyi olacak.
180Please respect copyright.PENANAzwharYPaKZ
Babamın konuşması abimi etkilemiş gibi durmuyordu.
180Please respect copyright.PENANA3PjvcaTIjI
– Asiller kıtasının varisi olması umrumda değil. Aşırı güzel olması da umrumda değil. Benden uzak durun artık. Bana biraz olsun değer veriyorsan bir daha bana böyle şeylerle gelme. Ayrıca sen kralsın boyutlar arasında en güçlü sen değil misin? Konseye hayır diyebilirsin pekala. Benden bu kadar.
180Please respect copyright.PENANACWAwlfxvyx
dedi ve yıldırımlar çakarak ışınlandı. Babam da ardından gitti.180Please respect copyright.PENANA0H5R3HlIut
Hayır sabah sabah konuşulacak bir konu mu bu? Ayrıca abim haklı sevmediği hiç görmediği bir varisle nasıl evlensin? Bu arada abim hiç değişmemiş. Hep aynı inatçılığında ve sinir bozucu sesiyle sabahımı mahvetti.180Please respect copyright.PENANAdFVLlhn2BL
Bu onu uzun zamandır ilk görüşüm oldu.
180Please respect copyright.PENANAzrvX8PmOTl
Zelan zaten hep böyleydi; kafasının dikine giderdi, asla fikri değiştirilemezdi. Annemle bu yüzden çok küsmüşlerdi. Hep en sonunda sarayı terk eder nereye gidiyorsa giderdi.180Please respect copyright.PENANAYQwHaiaXiF
Ama bu sefer durum ciddi. Dengeler korunmalı. Tüm bu düşüncelerim 180Please respect copyright.PENANAxUHTbcdPKU
Hugi'nin odama ışınlanmasıyla dağıldı.
180Please respect copyright.PENANAIfz7BTcLAz
– Prensesim, lütfen bağışlayın. Uykuma yenik düştüm. Önemli bir şey mi oldu? Siz bu saatte uyanmamış olurdunuz normalde.
180Please respect copyright.PENANAsE3PDLFyA2
Hızla gardrobumdan zümrüt yeşili, kolları tüylü, yerlere kadar uzanan elbisemi ve ince işlenmiş zümrüt pelerinimi getirdi. Kıyafetlerimi giyerken
180Please respect copyright.PENANAa0JZEuBGLk
– Yoo, bir şey olmadı Hugi. Senin aksine beni uyku tutmadı sadece
180Please respect copyright.PENANAHVFUaeM8EZ
diye Hugi' ye takıldım. Aynanın karşısına geçtim ve kendimi uzun bir süre süzdüm. Elbise üzerimde çok iyi durmuştu. Belime kadar inen siyah saçlarımı Hugi taramaya başladı. Hugi' nin işi bitince ayağa kalktım ve odamın geniş balkonuna çıktım. 180Please respect copyright.PENANAeSLur89UMK
Çok iyi bir manzara beni karşıladı. Mahya dağının arkasından doğmaya çalışan güneşe sis elinden geldiği kadar engel oluyordu. Güneş tanrıçası için zor bir gün olacaktı.
180Please respect copyright.PENANAmRKWBeugw4
Huzur bulduğum bu yerden kahvaltıyı haber veren çanın sesiyle ayrıldım. Büyük yemek salonuna ışınlandığımda kimse gelmemişti. Yine yalnız bir kahvaltı olacaktı.
180Please respect copyright.PENANAQjcNrDQkPh
Kahvaltının ardından kendimi bahçede buldum. Kraliyet sarayının bahçesi çok genişti. Binbir sihirli güçlerle inşa edilen parkları ve çay bahçeleriyle diğer kıtadan gelen kraliyet aileleri burada karşılanırdı. Aynı zamanda önemli günlerde halkla burada bir araya gelirdik. Saray o kadar genişti ki daha gitmediğim, hiç bilmediğim odaları vardı.
180Please respect copyright.PENANAZuZTsjqrXK
Bu sabah odama konsey tarafından ışınlanan fermanda Yeni doğanlar şatosuna gitmem gerektiği yazılmıştı. O halde bugünkü görevim başlasın! Yeni doğan şatosuna gidip yeni doğanların kanlarının incelenip boyutlarının belirlenmesine, ardından ait oldukları kıtaya gönderilmesine yardımcı olucaktım.
180Please respect copyright.PENANA8SdMDydlde
Birleşik krallığın halkı birbirinden farklı ırklara sahip ya uyumsuz ya da kraliyete çalışan insanlar tarafından oluşuyordu. Bu şekilde sayısız şehrimiz vardı. Krallık dörde ayrılarak adeta bir döngü içerisinde her parçasında farlı mevsimi yaşayan bir kıtaydı. Burası şu an yazdı.
180Please respect copyright.PENANAiOc7GzcYhq
Şatoya ışınlanmadan halkın içinde biraz gezip işler yolunda mı bakmalıyım. Halkın arasına karıştım. Beni görünce çok heyecanlandılar. E, tabi babam adil bu kraldı. Bilinen aksine halk bizden nefret etmezdi. Beni gören sevgiyle gülümseyip referanslarını yaptı. Ben üzerimdeki tüm ilgiyle sorunları olup olmadıklarını sordum. Bunun üzerine isteklerini belirttiler. Çok fazla sıkıntıları varmış. Uyumsuzlar canavara dönüşüyormuş ve bu şekilde öldürülen bir çok kişi varmış. Acilen bu konuyu babama ve konseye bildirmem gerek.
180Please respect copyright.PENANAWiDgaQmY4L
Halkı sakinleştirdim böyle bir olay karşısında kraliyet muhafızlarını çağırmalarını söyledim. Kraliyet sizi güvende tutmak için elinden geleni yapacak dedim. 180Please respect copyright.PENANAsc5e13bQA8
Burada işim bitince şatoya ışınlandım. Şatodaki görevimi olaysız yerine getirmeliydim. Henüz güçlerimin daha ne kadar gelişebileceğini bilemediğim için düzenli olarak rahibin yanına danışmaya gelirdim. Güçlerim geliştikçe halka daha çok yardım edebilirim diye düşünüyordum.
180Please respect copyright.PENANAQyfgCuXWff
Peter Finn masasında oturmuş kalemine sihirle harıl harıl bir şeyler yazdırıyordu.
180Please respect copyright.PENANA5hwLpDegxs
– İyi günler Finn! diye seslendim.
180Please respect copyright.PENANAVriO3CDEjx
– Napıyorsun da bu kadar dalmışsın. İçeriye girdiğimi bile fark etmedin. Koltuğuma doğru yürüdüm. Finn de bana:
180Please respect copyright.PENANATYuzMlc9Gr
– Ooo, kimler gelmiş!
180Please respect copyright.PENANA4ABKAeqawk
Prenses Maeve, hoş geldiniz. Hangi ışın attı seni buraya? dedi. Gülümsedim:
180Please respect copyright.PENANAvN7WAqbBCr
– Yanına bir uğrayayım dedim. Sihir güçlerimizi geliştirebileceğimiz büyülü ormana gideriz belki diye düşündüm. Bayadır gitmiyoruz. Paslandık iyice.
180Please respect copyright.PENANARJShgDbkeP
O da önündeki kağıtları toplayarak sihirle kütüphanesine gönderdi. Ayağa kalktı.
180Please respect copyright.PENANA0yYTi4nihs
– Ne duruyoruz o zaman, hadi ışınlanalım.
180Please respect copyright.PENANAM3SsU8myCq
Beraber ışınlanarak Büyülü Ormana girdik. Güzel bir koku burnuma geldi ve aniden durdum.
180Please respect copyright.PENANAtJ6lUWEKQy
– Bu bir mor salkım ağacı olmalı. Hissedebiliyorum.
180Please respect copyright.PENANAw2bWkRwdy9
Yürümeye devam ettik ve gerçekten de çok büyük bir mor salkım ağacının altına geldik. Burası sihir çalışmak için iyi bir yerdi. Finn bana önce bildiğim sihirleri yapmamı isteyerek hatırlattı. Ardından yeni birkaç sihir öğretti. Çalışmamız bitince Finn ayağa kalkarak etrafı incelemeye başladı. Ben biraz dinlenmek istiyordum. Bu yüzden yere oturdum ve ağacı incelemeye başladım. Ağaç çok yaşlıydı. Ağaca dokunduğum an ağacın enerjisini içimde uzaktan hissettiğimden daha fazla hissettim. Sonra bir anda havaya doğru yükselmeye başladım. Galiba uçuyordum. Finn beni görünce kızdı.
– Prenses aşağı inin! Şu anda uçuyor olmanız bizi tehlikeye sokabilir.
180Please respect copyright.PENANAC5uZoXyU5m
Oysa ki kendi isteğimle uçmuyordum ama ona belli etmedim.
180Please respect copyright.PENANAyRhJwxgOKG
– Nolur ki uçsam? Hem sen de gel.
180Please respect copyright.PENANA8FmhOygkzx
Başını hayır anlamında salladı.
180Please respect copyright.PENANARg1qEyuFNI
– Prenses, güçlerinizi geliştirmek için geldiğimizi sanıyordum. Ben yukarı gelmiyorum. Ayrıca bakın burada ne buldum.
180Please respect copyright.PENANAWb2N4dsgxi
Ne var ki onu duyamayacak kadar yükselmiştim. Sesinin sadece gelmiyorum dediği kısmını duydum. Aşağıya doğru bağırdım.
180Please respect copyright.PENANA297iCnmXf3
– Sen bilirsin, bu eşsiz manzarayı kaçıracaksın ama.
180Please respect copyright.PENANAN7ieeHD8Xz
Yükseldikçe ağacın ne kadar büyük olduğunu anladım. Bayağı bir zaman geçti ve ben hâlâ ağacın sonuna ulaşamadım. Canım fena hâlde sıkıldı. Geri inmeye karar verdim ve süzülerek aşağıya indim. Finn sinirli sinirli bana bakıyordu.
180Please respect copyright.PENANAqh0dAugmnd
– Prenses bu kadar oyun yeter. Saraya dönmelisiniz.
180Please respect copyright.PENANASytHgE8Fff
Cevap vermeden yürümeye başladım. Büyülü orman sihir güçlerimizin temeliydi ve bize enerji veren bir yerdi. Büyülü ormana veda ederek saraya ışınlandım. Büyük yemek salonumuz akşam yemeği için ışıklandırılmıştı. Neşeyle kıkırdadım.
180Please respect copyright.PENANAu1PY0t1xbd
–Bugün etraf parıl parıl. Neyi kutluyoruz?
180Please respect copyright.PENANAp3l4f8VaJK
Babam Drogo ve annem Faust yan yana, tam karşılarında ise Zelan vardı. Zelan ne gerek var bu kadar neşeye dercesine kısa bir süre bana baktı ve sonra yemeğine devam etti. Ben de omuz silkerek sandalyeme yerleştim. Uzun zamandır ilk defa ailecek yemek yiyecektik. Benim tüm heyecanıma rağmen yemek çok sessiz geçti. Tam bir hayal kırıklığı..
180Please respect copyright.PENANAK3luFUYSGr
Yemekten sonra hemen odama ışınlandım. Balkonumda sessizce gecenin karanlığını izledim. Neden sonra kendimi karanlığa karşı koyamayarak uyuyakaldım.
180Please respect copyright.PENANAQANawOXIi0
Rahatsız eden bir ışıkla gözlerimi kırpıştırdım. Sabah olmuş ve güneş üzerime ışıklarını bahşetmişti. Hugi aralık olan balkon penceresinden yanıma ulaştı.
180Please respect copyright.PENANAit2D4KkbEW
– Günaydın prensesim, kapınızın önünde prens Zelan sizi bekliyor.
180Please respect copyright.PENANAWTG1eyy2ry
Ayağa fırladım. Koşar adım kapımı sihirle açtım. Zelan karşıma dikilmiş pişkin pişkin sırıtıyordu. Şaşkınlıktan kekeleyerek
180Please respect copyright.PENANA1dVMFbKXCu
– Evet , seni dinliyorum.
180Please respect copyright.PENANAz2GomanmoM
Kapıma yaslanırken alaycı bir şekilde gülümsedi.
180Please respect copyright.PENANAWb0ycBFdC2
– Günaydın canım kardeşim. Bugün Asiller kıtasının yönetici kraliçesi Seltemen ve varisleri Sidra ve Leo geliyor. Çok iyi karşılanmaları lazım. Birleşik krallığın girişinde Kratos kapısında onları karşılayıp saraya kadar getirmen lazım. Benim ufak bir işim var. Babam bana söyledi ama benim canım kardeşim bu konuda bana yardım eder diye düşünüyorum.
180Please respect copyright.PENANAdWxZdLHqtR
– Peki, ne diyeyim şimdi. İşin ava gitmek değildir umarım… 180Please respect copyright.PENANA93uJGbT01k
dedim ve odama geri döndüm.
180Please respect copyright.PENANA09wr2d6hfo
Toz pembe elbisemi üzerime geçirdim. Tacımı topuz yaptığım saçıma taktım. Ardından abartısız bir makyaj yapıp, topuklu ayakkabılarımı giydim. Omzuma kadar inen, uzun, ince, ucunda yıldızlar olan küpemi taktım. Fontaine kapısına hızlıca ışınlandım.180Please respect copyright.PENANAWUBhlGYhiY
...
Asiller Kıtası- Sidra' nın ağzından:
Bugün Birleşik krallığa gideceğiz. Açıkcası oldukça heyecanlıyım. Prens Zelan ile tanışmak sonuçta benim için bir onur ve belki onunla evlenebilirim. Havayı içime çekerek kollarımla yönettim. Ellerimin içinde döndürdüğüm hava topunu bahçemizdeki bir sütuna bıraktım. Sütun anında tuzla buz oldu. Memnuniyetle gülümsedim.
180Please respect copyright.PENANANx8Lee29WR
Ben gerçek bir hava bükücüyüm. Kahvaltıya indiğimde annem Seltemen ve kardeşim Leo karşılıklı oturmuş sohbet ediyorlardı. Annem beni baştan aşağı süzdü. Tatmin olmamış olacak ki bir sihirle kıyafetimi değiştirdi.
180Please respect copyright.PENANAAXPR9q4ZIy
– İşte böyle tatlım. Bugün çok şık olmalısın çünkü oradan boş dönmeyeceğiz. Beni anlıyorsun dimi Sidra?
180Please respect copyright.PENANArZnMQFDyL7
Başımı sallayarak onayladım.Sonuçta formaliteden evleniyordum. Bu yüzden kiminle evleneceğim pek de umrumda değildi. Umarsızca Leo' ya sırıttım.
180Please respect copyright.PENANABEZegtY5tJ
– Maeve çok güzelmiş diyorlar. Belki senliktir kardeşim. Bunun üzerine Leo da kahkaha attı.
180Please respect copyright.PENANA7nN3aFVuDa
Bizim umursamaz tavrımız annemi sinirlendirmeye yetti.
180Please respect copyright.PENANAKuP5qLIax6
– Kesin şamatayı da hazırlanın.Ben çalışma odama geçiyorum. Birkaç işim var. Siz de hemen hazırlanın.
180Please respect copyright.PENANAeMQfAuriHV
Sinirle ışınlandı. Leo bana döndü.
180Please respect copyright.PENANAMbGxybQsxV
– Öyle mi diyorsun abla. O zaman onunla tanışmayı iple çekiyorum.
180Please respect copyright.PENANAJGKzf0FXGW
Ve bir anda yok oldu. Ben zaten hazırdım. Ama kendimi son kez kontrol edeyim diye bir ayna yarattım. Annem bu işten anlıyordu. Üzerimde şatafatlı mor bir elbise vardı. Aynadaki görüntümden memnun kaldım ve gülümseyerek bahçeye geçtim. Bahçede görkemli bir törenle (aramızda kalsın annem her şeyi abartmayı sever) ve muhafızlar eşliğinde boyutlar arası ışınlandık. Aslında boyutlar arası ışınlanmak sadece yöneticilere özeldi. Ama annem hem kendi gücüyle hem de Birleşik Krallık' taki konseyin verdiği yetkiyle bizi ve muhafızları da ışınlayabilmişti. 180Please respect copyright.PENANAQ4s1gbIEfV
İşte meşhur Birleşik krallığın Kratos kapısına geldik.180Please respect copyright.PENANA2O94nRSOW6
…
Birleşik Krallık- Maeve' in ağzından:
Hâlâ gelmediler mi diye tısladım muhafızlara. Cevap olumsuz olsa da sabırla beklemeye devam ettim. Bir süre sonra sur üflendi. Ardına kadar Fontaine'in meşhur Kratos kapıları açıldı.
180Please respect copyright.PENANAZy63s2n3CG
Gelenler Hava bükücülerdi. Atlı arabadan bir kız indi. Galiba savaşçıydı. Bana doğru geldi ve ayağıma kapandı.
180Please respect copyright.PENANAUEHH5kWHeo
– Kutsal yerin güzeller güzeli prensesi, Kraliçe Seltemen' in selamını getirdim. İzniniz var mıdır, saraya geçelim.
180Please respect copyright.PENANA3Kh9pRzaeW
Kız tatlı birine benziyordu.
180Please respect copyright.PENANAfgNHpbtsra
– Kraliçe Seltemen beni onurlandırdı. Tabi ki geçebiliriz. Yolda sizinle tanışmak isterim. Bu arada adınız nedir?
180Please respect copyright.PENANAEbo1GTX3d7
O da kısa bir süre tereddütün ardından
180Please respect copyright.PENANAPSe0rf56D2
– Ben Efsin, Asiller Kıtasının komutanıyım.
180Please respect copyright.PENANAjvm2nL9sJn
Onunla beraber ben de ışınlandım. Saraya geldiğimizde babam Drogo bizi karşıladı. İlk defa gördüğüm Seltemen' i süzdüm. Kadının uzun sarı saçları beline kadar iniyordu. Çok güçlü, kendinden emin bir hali vardı. Enerjisini içimde hissettim.
Yanında benden yaklaşık birkaç yaş büyük oğlu ve meşhur güzel kızı vardı. Onlarla tek tek tanıştım. Sidra gerçekten eşsiz bir kızdı. Bu kadar güzel olması bence abimi bile ikna ederdi.
Leo' nun çimen yeşili gözlerini dikmiş beni izlediğini fark ettim. O da yakışıklıydı fakat benim tipim değildi. Leo' nun uzunca bakışlarından rahatsız oldum. Yerimden kalkıp Efsin' in olduğu tarafa yöneldim.
Efsin muhafızlarla derin bir muhabbete dalmıştı. Benim geldiğimi görünce sıçrayarak saray kapısına yöneldi. Arkasından seslendim ama beni duymadı. Onu takip ederek şehrin merkezine geldim.
Halkın içinde üç canavar muhafızlara saldırıyordu. Efsin cesurca bir tanesinin kafasını uçurdu. Efsini diğer yaratık tutup kenara fırlattı. Efsin galiba bayıldı çünkü kalkan toz bulutunun ardından Efsin' i hareketsiz bir şekilde yerde yatarken gördüm.
Henüz bir canavarla savaşacak güce ulaşmamıştım ama içimdeki bir şey beni itti. Uçarak canavarı tuttum. Canavarla göz göze geldik ve tüm sihrimle ona yumruğumu salladım. Bir anda ne olduğunu anlayamadan her yeri koyu gri bulutlar kaplayıverdi.
~Bölüm sonu180Please respect copyright.PENANAI1rRUUwSbb
180Please respect copyright.PENANAYynifmbxwm